Happy Birthday to Youuuu!
31 Aralık 2009 Perşembe Gönderen sinem zaman: 12:58 1 yorumBici Bici Leblebici
25 Aralık 2009 Cuma Gönderen os zaman: 14:20 3 yorumDizideki Cover
Orjinali:
Son bölümde de Zekai'nin demlenme sahneleri takdire şayandı. Demli çay içerek, davşanının vesikalığını jilet niyetine kullanarak yüzümüzü güldürdü. O sahnelerde kullandığı "Melek Yüzlü Sahtekar" isimli şarkı da arkadaşlarımızla toplandığımız arabesk temalı içkili gecelerde yer alan bir şarkıydı.
Bu Geniş Aile kasvetli dizilerden içi bunalanlara bire bir.
Merry Christmas !
Gönderen os zaman: 14:11 2 yorumLeverage
13 Aralık 2009 Pazar Gönderen sinem zaman: 16:34 4 yorum
Dexter Öldüreceği Adamı Biliyor
6 Aralık 2009 Pazar Gönderen bilog zaman: 16:38 2 yorumÜstüste çok Dexter oldu ama, bu paylaşılmasa olmazdı. 3. sezonun Dexter'la kapışan cengaveri Miguel, "Çok Güzel Hareketler Bunlar" izleyicisi çıktı. Dexter bu adamı niye öldürdü diye düşünmeye gerek yok. "Ne boş adamsın sen" diye yaradana sığınıp bıçağı geçirdiğine adım gibi eminim.
Hayır eskiden ben de severdim o programı da, çok bozdu be. Miguel, Var Mısın Yok Musun?'u da izliyor musun lan?
*Söz konusu sahne 3x09'da cereyan etmektedir.
İyi Bayramlar
26 Kasım 2009 Perşembe Gönderen os zaman: 17:05 3 yorumThe Slapbet Countdown
18 Kasım 2009 Çarşamba Gönderen sinem zaman: 16:47 4 yorumEzel & Skunk Anansie
17 Kasım 2009 Salı Gönderen os zaman: 14:56 1 yorumBu haftaki bölümünde de bir sahnede Skunk Anansie'nin Charlie Big Potato şarkısına maruz kalarak ekrana şaşı bakmamıza sebep olanları tebrik ediyorum.
HIMYM S05 E07'de Gizlenmiş Bir Olay
12 Kasım 2009 Perşembe Gönderen ix zaman: 02:26 2 yorum
Dizinin son bölümünü az önce bitirdim. Sağda solda arama yaptım pişti olmamak için ve hemen buraya yazasım geldi.
Genel olarak porno geyiklerinin döndüğü, porno esprilerinin yapıldığı bir bölümdü bu. Robin ile Barney'nin ayrılığına da tanık olduk. Ama, ama son sahne...
Barney'nin Marshall'a doğru bakışı... Robin ve Kanadalı spiker arkadaşı aralarında 'hınzır' bir espri yaptıktan sonra Barney'nin gözlerinin parlaması... Üzerinde oynama yapılacak video meselesi... Adam Mc Laren's Bar'ı terkederken peşinden yaptığı koşu...
Galiba Slap Bet hususunda işler Marshall için tam anlamıyla terse dönecek... S05 E09'un adı da 'Slapsgiving 2 - The Revenge of the Slap' olunca geriye heyecanla beklemekten başka bir şey kalmıyor...
Bölüm sonrası notu: Tokat yiyen yine Barney! Ama çevirecek ya! Yanılmayacağım ya! Ügühüğeaüaaağğ!
Konusunu Bir Türlü Anlatamadığım Dizi
9 Kasım 2009 Pazartesi Gönderen bilog zaman: 01:07 2 yorum
İlk sezonu devirmiş ve ikinci sezona yeni giriş yapmış bulunmaktayım. Bu rütbeye ulaşmış bir insan olarak Fringe hakkında atıp tutmaya hakkım var diye düşünüyorum.
Dünyanın çeşitli bölgelerinde bazı garip olaylar oluyor. Aslında ne çeşitlisi yahu, hepsi Amerikada oluyor. UFO'ların hep Amerika'ya uğraması gibi. Neyse, bu olayların incelenmesi için FBI bir departman kuruyor: Fringe. Fakat bu departmandakiler de senin benim gibi insanoğlu. Olan olaylar konusunda kafaları basmıyor tabi ki. Emir kulu olarak konu hakkında görmüş geçirmiş birini aramak zorunda kalıyorlar ki, böyle birisi yok. Olanın da yıllardır bir akıl hastanesinde olan Walter Bishop çıkması onları birçok bürokratik ve zihinsel soruna sürüklüyor. Bunu da kendisi hiç istemese de oğlu Peter Bishop'la çözüyorlar. Böylece Fringe departmanının kadrosu belli oluyor.
Peki ne yapıyor bu Fringe departmanı? Şöyle diyelim, insanlığın ve hatta bilimin açıklamakta zorlandığı olayları kamuoyuna duyurmadan hem çözmek hem de nedenlerini bir mantığa oturtmak. Ne gibi? Aynı anda beyinleri patlamış bir cafe dolusu insan gibi, 4-5 hayvanın genetiğini birleştirilerek oluşturulmuş bir yaratık gibi, maddeyi katılığından çıkararak içinden geçilmesini sağlayan teknolojiler gibi. Böyle şeyler.
Böyle olayların araştırılıp çözüldüğü ya da çözülemediği dizi tonla var di mi? Mesela X-Files. Bu dizinin farkı ne? Anlatayım. Olan bu garip olayların arkasında dünyayı bir deney tüpü olarak gören bilimi yemiş bitirmiş büyük bir şirketin çıkması ve Fringe departmanının bir parçası olan yani "good guy" Walter Bishop'un bu şirketin yani "bad guy"ların yarattığı teknolojilerin çoğuna çok daha önceden aşina olması. Bu olayların arasındaki bağlantı, şirketin ve kurucusunun Walter Bishop'la geçmişteki ilişkisi ve şu ana kadar bahsetmeyerek öküzlük ettiğim Fringe departmanının gülü Olivia Dunham'ın habersizce bu olayların, şirketin ve Walter Bishop'un ilişkisinin tam ortasında yer alması, dizinin albenisi. Ayrıca dizi içine gizlice yerleştirilmiş semboller, karakterler ve terimler de izledikten sonra araştırmaya itiyor insanı. Yaratıcısının Lost'u başımıza salan J. J. Abrams olduğunu söylememiştim di mi?
Fena sarıyor. Demedi demeyin.
Ezel - Herkes Öldürür Sevdiğini
2 Kasım 2009 Pazartesi Gönderen os zaman: 17:56 1 yorumDiziyi izlemeden Facebook'ta paylaşmışlardı bunu, bakmamıştım bile. Bir arkadaşın zoruyla EZEL'i izlemeye başladım ve hakikaten kurgu olarak oldukça güzel hazırlanmış, üzerine emek verilmiş bir yapım.
Takipte olacağız, inşallah bozulmazlar, biz de ağzımızın tadıyla "vay be türkiye'de de böyle kurgular yapılıyormuş" deriz buralara.
İşte şiir:
oysa herkes öldürür sevdiğini
kulak verin bu dediklerime
kimi bi bakışla yapar
kimi dalkavukça sözlerle
korkaklar öpücükle yapar
yürekliler kılıç darbeleriyle
kimi gençken öldürür sevdiğini
kimi yaşlıyken
şehvetli ellerle boğar kimi
kimi altından ellerle
merhametli kişi bıçak kullanır
çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
KİMİ YETERİNCE SEVMEZ
KİMİ FAZLA SEVER
kimi satar
kimi de satın alır
kimi gözyaşı döker öldürürken
kimi kılı kıpırdamadan
çünkü herkes öldürür sevdiğini
ama herkes öldürdü diye ölmez
Güzel bir kayıt indirmek isteyenler için download linklerini veriyorum. Rapidshare ve Netload'a yükledim.
Netload
Masal Gibi
27 Ekim 2009 Salı Gönderen os zaman: 15:58 2 yorum
Anne tarafı Trakyalı, baba tarafı da Makedon göçmeni olunca ister istemez kanı ısınıyor insanın balkan esintili her şeye.. Müziğine, şehirlerine, insanlarına...
Elveda Rumeli dizisi de öyle oldu doğal olarak.
Gerek şiveye, gerek çekimlerin yapıldığı mekana hayran olduk.
Ailecek izliyorduk. Yemek saatleri, işler bu diziye göre ayarlanıyordu. Evde konuşma şeklimiz değişti, babaya - babiş, küçük kardeşe - kızan der olduk.. "niçin" sorusu yerini "niçIn niçIn"a bıraktı...
ve daha bir sürü şey...
Bir de müzikleri var, bence beni asıl bağlayan o müzikleri oldu. sonunda baktılar insanlar televizyon kayıtlarından şarkıları alıp dinliyorlar, dizi de tuttu diye bir albüm çıkardılar. Her bir şarkısı ayrı güzel. Orjinal makedon şarkıları var, Rumeli şarkıları da keza.. Bazı şarkıların enstrümantal halleri de mevcut. Çok güzel bir yol albümü. Uzun yolda keyifle dinlenebilir. Tarafımdan test edildi onaylandı. Edinin derim.
Geçtiğimiz hafta son bölümü yayınlandı ve vedalaşıldı. Sene başında diziden ayrılanların sayısı çok fazlaydı, yerleri nasıl dolacak derken, dolmadı. Gerçekten oradaki çekim şartlarının ağırlığı çok zormuş, keza masraflarda İstanbul'da dizi çekmeye benzememiştir doğal olarak.
En azından cılkını çıkarmadan bitirdikleri için sağolsunlar.
The Sexless Innkeeper
17 Ekim 2009 Cumartesi Gönderen sinem zaman: 18:53 8 yorumEntourage 6. Sezon finali ve Matt Damon
9 Ekim 2009 Cuma Gönderen demiycem zaman: 20:56 4 yorumTrue Blood - 1. Sezon
Gönderen sinem zaman: 12:36 1 yorumHow I Met Your Mother'da 100. Bölüm
6 Ekim 2009 Salı Gönderen pclion zaman: 14:00 2 yorum
Programın yapımcısı Craig Thomas, Ocak'ta yayınlanacak olan 100. bölümde artık anneyle ilgili bir şeyler göreceğimizi söylemiş ve bu Ted'in müstakbel eşine en fazla yaklaştığı an olacakmış. Bu sezon 100. bölüme kadar anneye gittikçe yaklaşan bir Ted izleyeceğiz anlaşılan. Haberin güzel tarafı sadece bu da değil, 100. bölüm için anlaşılan konuk oyuncu "Bir taşla iki kuş!" dedirtecek cinsten. The O.C'den tanıdığımız ve birçoğumuzun (şair kendisini işaret ediyor.) gönlüne taht kurmuş Rachel Bilson! En sevdiğim dizide en sevdiğim oyunculardan biri, bundan güzel bir haber olamazdı herhalde. Geçtiğimiz sezonlarda bu rol için Alice Silverstone'la görüşüldüğü haberlerini okumuştum ama Rachel Bilson çok daha uygun olmuş bu rol için. İnşallah Sarah Chalke usulü bir konuk oyuncu değildir ki açıklamalardan anladığımız kadarıyla pek de öyle olmayacak.
How I Met Your Mother bildiğiniz gibi geçtiğimiz haftalarda 5. sezona giriş yapmıştı. Lily'nin performans olarak geri dönüşü 4. sezonun son bölümlerinde hamile oyuncular krizini biraz hafifletmişe benziyor. Artık dizinin belli bir rotada olduğunu düşünürsek bence 4 sezonu sıraladığımızda kendine son sırada yer bulabilecek bir sezon olan 4. sezonun (ki Naked Man gibi unutulmaz bölümlerden birine sahip olmasına rağmen) üstüne rahatlıkla çıkan bir sene bekleyebiliriz How I Met Your Mother adına...
Ve Tanrı Jeneriği Yarattı #1 - Six Feet Under
4 Ekim 2009 Pazar Gönderen bilog zaman: 20:54 6 yorum"Ve Tanrı Jeneriği Yarattı" köşemizde tüm dünya üzerinde yapılmış dizilerin o güzel jeneriklerine göz gezdireceğiz, inceleyeceğiz. Hakkında konuşacağız, kimin çektiğini merak edeceğiz.
Ya da sadece izleyeceğiz. İzle gitsin, "vay a.q adamlar nası yapmış" de yeter :)
Konseptimizin ilk jeneriği ix'in hakkında yazıp beni gaza getirdiği Six Feet Under isimli nacizane dizimizden geliyor!
Diziyi izlemeyene aynı etkiyi yapmıyordur belki, ben bu diziyi takip ederken daha jenerikten apışık kalıyordum. Yamulmuyorsam ödül de aldılar bu jenerikle. Çok güzel kareler, bunlara eklenmiş çok etkili bir müzik. Thomas Newman çıkışlıdır bu açılış temasında kullanılan güzel parça, bu blog üç yıl önce kadar yapılmış olsaydı buraya koyardım linkini indirmeniz için. Şimdi yok bilgisayarımda :(
Hani izleyemiyorum diyenler varsa buradan izleyebilir sanırım.
NOT: Bu konseptin ismi sinem ile uzun negoşieyşınslar sonucu oluşturulmuştur.
NOT-2: Nette dizinin jeneriğine bakarken Her Boku Bilen Adam'ın da dizi jenerikleri için bir konsept oluşturduğunu gördüm. İlk paylaştığı da Six Feet Under olmuş. Onu da okumakta fayda vardır.
Selametle!
İnsanı, sorunu, sorunlu insanı sevenlerin dizisi...
29 Eylül 2009 Salı Gönderen ix zaman: 20:54 6 yorum
Cenaze levazımatçısı bir ailenin kendi içinde psikolojik problemler yaşayan üyelerinin ilginç yaşam stillerini anlatan bir dizi bu... Her ne kadar yoğun bir kitle tarafından tutulan diziler arasına girmemiş olsa da her bir bölümü insana düşünce fırtınası yaşatabilecek güzellikte bir dizi olduğunu düşünüyorum.
Dizinin güzel yanı, her bölümün bir film havasında olması. Mesela ben yıllar önce sıcak, uykusuz yaz gecelerini cnbc-e karşısında geçirmeye çalışırken rastlamıştım. Baştan sona soluksuz izlemiştim. Her bir karakter ayrı çekmişti ilgimi. Zaten yine bu gecelerden birinde izlediğim şeyin bir devamı olduğunu, sonra da onun 'Six Feet Under' adlı bir dizi olduğunu anladığımda yaşadığım sevinci anlatamıyorum.
Uzatmaya niyetim yok. Zaten art arda bölümleri izleme gibi bir şans tanımadığından, bu dizi ayda yılda bir sıkıldıkça bir bölüm atılabilecek seviyede. Hele bir de ailenin kızı Claire'in büyüsüne kapıldınız mı, 'İyi ki dokuzun bu yazısını okumuşum da Six Feet Under ile tanışmışım.' demeniz olası...
Türkçe Dizi Zamanı : Canım Ailem
Gönderen firat selcuk zaman: 19:35 4 yorum
Ayrıca Canım Ailem ile aynı saatte Geniş Aile var ki Geniş Aile'yi Canım Ailem'in karşısına koyan bir zihniyet nasıl bir zihniyettir anlayabilmiş değilim. Yeni bir diziyi ilk sezonunu başarıyla tamamlamış ve merakla beklenen bir dizi ile aynı saate koymak büyük bir hata.
55 Ekran'daki ilk yazımı yazmış bulunmaktayım, darısı siftah yapamayanların başına.(Sosyal Mesaj)
True Teeth
Gönderen sinem zaman: 16:34 3 yorumMerlin'in Sakalı!
25 Eylül 2009 Cuma Gönderen sinem zaman: 00:46 3 yorumHi!
23 Eylül 2009 Çarşamba Gönderen sinem zaman: 00:57 2 yorum61. Emmy Ödül Töreni
Gönderen pclion zaman: 00:00 1 yorum
Aynı tanıdık his Alyson Hannigan 6 aylık kızı hakkında konuşurken de vardı. 4. sezonun ikinci yarısındaki düşüşün en temel sebeplerinden biriydi Lily'nin olaya dahil olmaması, ufaklığın büyümüş olması belki de iyi haberdir. Bunun dışında röportajlardan aklımda yer eden detaylardan biri Stephen Moyer'in futbol konusunda verdiği ayardı. Londra muhabbetinde araya Arsenal'i sokup sonra "Gerçek futboldan söz ediyoruz bu arada." demesi olayı kopardı. Ne de olsa Avrupalı adam, işi biliyor. True Blood bu sezon törenlerde adaylık anlamında yer almıyordu ama muhtemelen seneye ödül alan dizilerden biri olacak. İnternet oylamasıyla seçilen en vurucu sahne dalında Chuck Bass'in Blair'e "Seni seviyorum." dediği sahneyi geride bıraktılar, Bill ve Sookie'nin tanışma sahnesiyle. Bu senenin tesellisi o olsa gerek.
Gossip Girl demişken Leightn Meester'i es geçmek olmaz zira kendisi bu topraklardan alışkın olduğumuz oyuncu-şarkıcı geçişlerinden birini gerçekleştirmek üzereymiş. Yakında single'ım çıkacak, heyecanlıyım gibi şeyler söyledi. Bunları seyrederken bir yandan da gelenler kısmına bakıyordum, Seth Green ve Scarlett Johansson'u el ele gördüm sanki. Birisi lütfen bana yanlış gördüğümü söylesin, bu ne lan! Ayrıca Michael J. Fox üstadı görmüş olduk bu bölümde, Parkinson sebebiyle titriyordu tabii. Drama dalında en iyi konuk oyuncu ödülünü de aldı zaten, yakışır.
Tören de fazlasıyla eğlenceliydi, özellikle Neil Patrick Harris'in komedi dalında en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü Jon Cryer'e kaptırmasından sonra bunun üzerinden yaptığı espriler şahaneydi. Jeremy Piven da aday değilken bana göre en iddialı aday bence Neil Patrick Harris'ti orda ama sunucu olması ödülü almasının önüne geçti bu sefer. Önümüzdeki maçlara bakacağız demekten başka çare yok. Yukardaki video ise en iyi komedi dizisi açıklanmadan önce gösterildi, tek kelimeyle şahane! Stewie Brian'ın oyunu How I Met Your Mother'a vereceğini söylediğinde sapıtıyor ve bildiğin girişiyor Brian'a. Arada söylediği "Am I breaking Bro Code?" ve "Suit up!" repliklerine saygılarımı sunabilirim en fazla. Ödülü ise 30 Rock aldı. Henüz el atmadığım dizilerden birisi bu 30 Rock, her yerde karşıma çıkıyor. Törende de Tina Fey övgüleri havada uçuşuyordu. İzlemek lazım bir ara.
En iyi yardımcı oyuncu ödülleri Neil Patrick Harris hariç istediğim isimlere gitti bu sefer. Kristin Chenoweth çok beğendiğim bir oyuncudur, Pushing Daisies'deki rolü haricinde de iyi iş çıkarıyor. Ödül almasına sevindim. Michael Emerson bence geçen sene de ödülü hak eden isimdi, o dönemki yazıda da belirtmiştim. Yalnız zaman ne çabuk geçiyor yahu, geçen sene yazdığım yazının bir benzerini yazmak gerçekten garip bir his.

Jon Hamm belki bir sürpriz olabilirdi bu sene ama favori kazandı. Jon Hamm teselliyi Mad Men'in iki seen üst üste en iyi drama seçilmesinde bulsun artık. Bence 1. sezonunu aşan bir performansla geri dönen Lost'un önünde ödülü almaları takdire şayan. Yazıyı bitirince 3. sezon 6. bölümü izlemeye başlayacağım zaten. Lost dışında Breaking Bad de öne çıkıyordu ama orda Bryan Cranston'ın performansı diziyi ayrı bir noktaya taşıyor. Mad Men ise kendi başına harikulade bir yapım. Yeri gelmişken soundtrack albümlerinin de şahane olduğunu söylemeliyim, mutlaka dinleyin.
En İyi Drama
Big Love – HBO
Breaking Bad – AMC
Damages – FX
Dexter – Showtime
House – FOX
LOST – ABC
Mad Men – AMC
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
Breaking Bad – Bryan Cranston (Walt White)
Dexter – Michael C. Hall (Dexter Morgan)
House – Hugh Laurie (Dr. Gregory House)
In Treatment – Gabriel Byrne ( Paul)
Mad Men – Jon Hamm (Don Draper)
The Mentalist – Simon Baker (Patrick Jane)
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)
Brothers & Sisters – Sally Field (Nora Walker)
Damages – Glenn Close (Patty Hewes)
Law & Order: Special Victims Unit – Mariska Hargitay (Olivia Benson)
Mad Men – Elisabeth Moss (Peggy Olson)
Saving Grace – Holly Hunter (Grace Hanadarko)
The Closer – Kyra Sedgwick (Brenda Leigh Johnson)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Drama)
Christian Clemenson – Boston Legal
Michael Emerson – LOST
William Hurt – Damages
Aaron Paul – Breaking Bad
William Shatner – Boston Legal
John Slattery – Mad Men
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Drama)
Rose Byrne – Damages
Hope Davis – In Treatment
Cherry Jones – 24
Sandra Oh – Grey’s Anatomy
Dianne Wiest – In Treatment
Chandra Wilson – Grey’s Anatomy
En İyi Komedi
30 Rock – NBC
Entourage – HBO
Family Guy – FOX
Flight Of The Conchords – HBO
How I Met Your Mother – CBS
The Office – NBC
Weeds – Showtime
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi)
30 Rock – Alec Baldwin (Jack Donaghy)
Flight Of The Conchords – Jemaine Clement (Jemaine)
Monk – Tony Shalhoub (Adrian Monk)
The Big Bang Theory – Jim Parsons (Sheldon Cooper)
The Office – Steve Carell (Michael Scott)
Two And A Half Men – Charlie Sheen (Charlie Harper)
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi)
30 Rock – Tina Fey (Liz Lemon)
Samantha Who? – Christina Applegate (Samantha Newly)
The New Adventures Of Old Christine – Julia Louis-Dreyfus (Christine Campbell)
United States Of Tara – Toni Collette (Tara Gregson)
Weeds – Mary-Louise Parker (Nancy Botwin)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Komedi)
Jon Cryer – Two and a Half Men
Kevin Dillon – Entourage
Neil Patrick Harris – How I Met Your Mother
Jack McBrayer – 30 Rock
Tracy Morgan – 30 Rock
Rainn Wilson – Office
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Komedi)
Kristin Chenoweth – Pushing Daisies
Jane Krakowski – 30 Rock
Elizabeth Perkins – Weeds
Amy Poehler – Saturday Night Live
Kristin Wiig – Saturday Night Live
Vanessa Williams – Ugly Betty
En İyi Mini Dizi
Generation Kill – HBO
Little Dorrit – PBS