
Yazarak anlatabilirim diye umduğum için yazıyorum bunu. Karşılaştığımızda lafı açılınca 'Abi nası bi dizi o?' diye sorana bu blogun ismini verip 'Orda anlattım git oku kafamı karıştırma' demek için.
İlk sezonu devirmiş ve ikinci sezona yeni giriş yapmış bulunmaktayım. Bu rütbeye ulaşmış bir insan olarak Fringe hakkında atıp tutmaya hakkım var diye düşünüyorum.
Dünyanın çeşitli bölgelerinde bazı garip olaylar oluyor. Aslında ne çeşitlisi yahu, hepsi Amerikada oluyor. UFO'ların hep Amerika'ya uğraması gibi. Neyse, bu olayların incelenmesi için FBI bir departman kuruyor: Fringe. Fakat bu departmandakiler de senin benim gibi insanoğlu. Olan olaylar konusunda kafaları basmıyor tabi ki. Emir kulu olarak konu hakkında görmüş geçirmiş birini aramak zorunda kalıyorlar ki, böyle birisi yok. Olanın da yıllardır bir akıl hastanesinde olan Walter Bishop çıkması onları birçok bürokratik ve zihinsel soruna sürüklüyor. Bunu da kendisi hiç istemese de oğlu Peter Bishop'la çözüyorlar. Böylece Fringe departmanının kadrosu belli oluyor.
Peki ne yapıyor bu Fringe departmanı? Şöyle diyelim, insanlığın ve hatta bilimin açıklamakta zorlandığı olayları kamuoyuna duyurmadan hem çözmek hem de nedenlerini bir mantığa oturtmak. Ne gibi? Aynı anda beyinleri patlamış bir cafe dolusu insan gibi, 4-5 hayvanın genetiğini birleştirilerek oluşturulmuş bir yaratık gibi, maddeyi katılığından çıkararak içinden geçilmesini sağlayan teknolojiler gibi. Böyle şeyler.
Böyle olayların araştırılıp çözüldüğü ya da çözülemediği dizi tonla var di mi? Mesela X-Files. Bu dizinin farkı ne? Anlatayım. Olan bu garip olayların arkasında dünyayı bir deney tüpü olarak gören bilimi yemiş bitirmiş büyük bir şirketin çıkması ve Fringe departmanının bir parçası olan yani "good guy" Walter Bishop'un bu şirketin yani "bad guy"ların yarattığı teknolojilerin çoğuna çok daha önceden aşina olması. Bu olayların arasındaki bağlantı, şirketin ve kurucusunun Walter Bishop'la geçmişteki ilişkisi ve şu ana kadar bahsetmeyerek öküzlük ettiğim Fringe departmanının gülü Olivia Dunham'ın habersizce bu olayların, şirketin ve Walter Bishop'un ilişkisinin tam ortasında yer alması, dizinin albenisi. Ayrıca dizi içine gizlice yerleştirilmiş semboller, karakterler ve terimler de izledikten sonra araştırmaya itiyor insanı. Yaratıcısının Lost'u başımıza salan
J. J. Abrams olduğunu söylememiştim di mi?
Fena sarıyor. Demedi demeyin.
Bu adama dikkat