Black Mirror ve Acayip Hikayeler

4 Mayıs 2012 Cuma 0 yorum
Evet evet evet sevgili 55ekran ahalisi. Ne zamandır burada takılmıyoruz, diziler paylaşmıyor, muhabbetler etmiyoruz değil mi? Halbuki ne güzel diziler çıktı, çıkmakta. Ekoller yaratılıyor, karakterler gelip geçiyor. Şakası bir yana güzel blog ekibimiz hayatta farklı yönlere savrulu bir halde olduğundan, aklımıza gelen fikir kırıntılarını kenara köşeye not edip ondan güzel bir blog yazısı tasarlamaya artık üşendiğimizden ve bunun sebebinin tamamen twitter adlı çerez fikir aktarma platformu olmasından bloglar da değişik bir seyir almaya başladı. Kişisel bloglarımız bile artık bir zamanlar kendisiyle yatıp kalktığımız sanal bebeklerimiz veya gameboylarımız gibi bir kenarda yalnızca bize ait olmuşluklarıyla duruyorlar. Mesela ben bu post'u yazmak için panele girdiğimde bambaşka bir panelle karşılaştım. Garipsedim. Blogger bu eskimeye rağmen kendini yenilemekten imtina etmiyor demek ki.

Her neyse. Yazımın amacı tabi ki bu tip tespitlerle kafa şişirmek değil. Geçenlerde bir arkadaşımın tavsiyesiyle oturup izlediğim güzide İngiliz dizisi Black Mirror için sizi de gazlama derdindeyim. Üstelik yeni bir diziye başlayacak vakti olmayan, izliyor olduğu diziler belli bir sayıya ulaşmış, bu sebeple tavsiyelere gelemeyecek kimseler için dahi uygun. Dizi sadece 3 bölümden oluşuyor. Final bölümü üçüncü bölüm. Dizinin oyuncuları, konusu ve yönetmeni her bölüm değişiyor. Ben henüz sadece ilk bölümünü izledim. Gerçekten aklımdan çıkmayan bir bölüm oldu. Diğer bölümlerin de böyle olacağına şüphem olmadan gelip buraya yazıyorum. İlk bölümde prensesi kaçıran bir adam, onu kameraya çekerek başbakana mesaj yolluyor. Mesaj gereği aynı gün içinde belli bir saatte adamın isteği gerçekleşmezse prensesi öldüreceğini belirtiyor. Adamın başbakandan istediği inanılmaz çarpıcı. Bu video youtube ve twitter aracılığıyla önce İngiltere'ye, sonra da dünyaya yayılıyor. Sonrasında gelişen olaylar da aynı çarpıcılıkta oluyor. Şimdilik bu kadar bilgi yeterli. 45 dakikalık bu güzel diziyi kaçırmayın diyorum.



Bir de Acayip Hikayeler var. O da türk televizyonlarında görmeye alışık olmadığımız türden bir iş. Galip Tekin'in kaleminden çıkan fantastik karikatür hikayelerinin diziye uyarlanmış hali. Her hafta farklı oyuncular oynuyor ve farklı hikayeler var. Değişmeyen tek şey Hayko Cepkin'in anlatıcı olması. Bölümden önce ve sonra ahkam kesiyor. Bu dizinin bölümleri de 30 dakika ile 45 dakika arasında değişiyor. Bu da çerezlik. Bunu da tavsiye ediyorum.

Arada iletişimimiz olsun güzel ekibim. En azından bu dizilerden izlemişseniz veya izleyecekseniz haberim olsun. Sevgiler :)